Vitaminler Hakkında Bilgi Ve Vitaminlerle Sağlıklı Kilo Verme Alma...

Ana Sayfa Kilo Alma Vitamin Çeşitleri Diyet

Kategoriler

Popüler Yayınlar

Kan Şekerin Zararları

10 Kasım 2008 Pazartesi

Kan Şekerin Zararları Hakkında Bulgi Bu Sitededir..
Çok konsantreli olan saf şeker tüketimi metabolizmada tamiri zor bozukluklara yol açıyor. Bu nedenle pasta, baklava, çikolata gibi tatlı yiyecekleri mümkün olduğunca az tüketmek gerekiyor
Vücudumuz yakıt olarak karbonhidrat, protein ve yağları kullanır. Ancak en etkin yakıt olarak karbonhidratı tercih eder. Kalp hücreleri ve beyin karbonhidratlarla çalışır. Bu nedenle karbonhidratlara daha çok gereksinim duyarız. Alınan karbonhidrat yetersizse yağ ve protein yakıt olarak kullanılır. Vücutta karbonhidrat depoları normal düzeyin altına düştüğünde proteinlerin amino asitlerinden ve yağların gliserol bölümlerinden glikoz oluşturulabilir.

Vücut proteinlerindeki aminoasitlerin yüzde 60'ı kolayca glikoza dönüştürülebilir. Hücrelerin karbonhidrat düzeyinin ve kan glikoz düzeyinin azalması bu işlevi başlatan iki temel uyarandır. Karbonhidratları doğal ya da yapay (işlenmiş, rafine) olarak tüketiriz. Doğal olanları sebze, meyve, baklagiller ve tahıllardan alırız. Bunlar sağlıklıdır ve metabolizmamızın önemli yapı taşıdır. Uzun zaman tok tutarlar, şişmanlatmazlar ve içerdikleri bol lif sayesinde bağırsakları temizlerler. Yapaysal karbonhidratlar özellikle rafine edilmiş besin maddelerinde bulunur. Beyaz un ürünleri (makarna, muhallebi, pastalar, beyaz ekmek vb.), beyaz pirinç, özellikle beyaz şeker bunların en önemlileridir.

Saf şeker özellikle çok konsantrelidir. Karbonhidrat metabolizmasında tamiri zor bozukluklara yol açar. Elden geldiğince beyaz şeker ve pastalardan kaçınmalıdır. Çünkü şeker hücreler içinde oluşan ve hücre hormonu olarak adlandırılan eikozanoidler'den kötü eikozanoidler'in aşırı artışına neden olur ve böylece iyi eikozanoidlerle kötüler arasındaki fizyolojik denge bozulur. Hücre işlevini yapamaz duruma gelir. Böylece birçok kronik (müzmin) hastalığın oluşma süreci başlar. Fazla şeker yaşam süresini kısaltır. Şekerin kısıtlanması
ise ömrü uzatır. Taze meyveler, baklagiller, tam tahıllar, fasulye, kök sebzeler (patates, havuç), mısır, kestane karbonhidrattan zengin yiyeceklerdir. Doğal hallerinde tüketilirse çok lifli olduklarından bu tür kompleks karbonhidratların sindirilme veya kana geçmesi daha uzun zaman alır ve aniden kan şekeri yükselmez. Şekerde olduğu gibi aşırı insülin salgılanması ve buna bağlı metabolizma ve hormon bozuklukları olmaz.

Oysa, konsantre karbonhidrat olan şeker ve diğer tüm yapaysal karbonhidratlar kan şekerini aniden yükseltip, aşırı insülin hormonu salgılanmasına neden olur. İnsülinin görevi, şekeri kandan yağ hücrelerine taşımak ve kan şekeri düzeyini tekrar normale indirmektir. Normal ölçülerde çok fazla salgılanan insülinin uzun süre etkisiyle büyük miktarlarda kan şekeri hücrelere taşınır. Sonuçta kanda yüksek miktarlarda insülin ve çok az miktarda kan şekeri bulunur. Bu durumda organizmada şeker açlığı başlar. Beyin, fonksiyonlarını düzgün yapması için gereken enerjiyi kan şekerinden sağlar. Tekrar şekerli besin tüketerek bu açlık giderilmeye çalışılırsa, yine aşırı insülin hormonu salgılanması ve ardı sıra kan şekerinin düşmesi gibi aynı olaylar tekrar yaşanır ve olumsuz kısır döngüye girilir.

Böyle bir şeker açlığında tekrar şekerli besin alınmazsa vücutta insülinin karşıtı olan diğer bir hormon "glukagon" salgılanır. Bu hormon yağ hücrelerinden yağları mobilize ederek (çıkararak) enerji sağlar. Böylece fazla kilolar da verilir.

ŞEKER VE TATLILARIN ZARARLARI
Aşırı şeker tüketimine bağlı olarak
yüksek miktarlarda insülin salgılanması yağ hücrelerinde yağ depolanmasına neden olur ve her kan şekeri yüksekliğinde aşırı insülin salgılanması ve sonuçta yağ hücrelerinde yağların depolanması tekrarlanır. Böylece obezite (aşırı şişmanlık) gelişir. Demek ki obezitenin önlenmesi için suni şekerden yoksun beslenme çok önemlidir. Sık sık ya da aşırı şeker tüketimi sonucu kan şekeri yükselmesiyle salgılanması artan insülin, büyüme hormonu yapımını da frenler. Büyüme hormonu genel sağlığımız için büyük anlam taşıyan vücudumuzdaki en önemli hormondur. Hiçbir hormonda olmayan yeteneğe sahiptir. Hücreleri gençleştirir, vücut yağ oranını azaltır, kasları güçlendirir, zihinsel fonksiyonu iyileştirir, kolesterolü düşürür, kemikleri güçlendirir, seksüel gücü artırır.

Özetle, büyüme hormonu gençleştirici hormondur. Büyüme hormonunun yapımını artırmak için aşırı şeker tüketiminden kaçınmalıdır. Yüksek kan şekeri AGE riskini artırır. Kan şekeri ne kadar yüksekse, şeker ve proteinlerden AGE oluşumu o kadar kolay olur. Serbest radikallerle okside olmuş şeker, okside olmuş proteinlerle birleşerek karamel benzeri AGE (Advanced Glycosylated Endproducts) olarak tanımlanan ürünleri oluşturur. AGE hücrelerin içerisinde ve hücre aralarında birikir. Ciltte yaşlılık lekeleri diye adlandırılan kahverengi lekeler bu karamel birikintileridir. Şu var ki, ciltteki hücre karamellerinin aksine, vücut içindeki karameller, hücrelerin birbirleriyle iletişimini bozar ve sağlığı negatif etkiler. Kronik hastalıkların seyri kötüleşir, yaşlanma hızlanır. AGE ince damarları tıkar ve kan dolaşımını ve kalp çalışmasını kötüleştirir.

Kan Şekeri Kan Şekerin Zararları Hakkında Bilgiyi Bu Sitede Bulabilirsiniz.

Labels:

Şok Şok 10 Günde 5 Kilo Veren Diyet

Şok Şok 10 Günde 5 Kilo Veren Diyet Diyet nasıl Yapacagınızı 10 gün acıklamalı şekilde diyeti nasıl yapacagınızı veriyor.

1. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, bir dilim kızarmış kepek ekmeği, çay.
Öğle : Bir parça haşlanmış ya da ızgara et, söğüş domates, şekersiz çay veya kahve.
Akşam : Bir dilim kızarmış kepek ekmeği, yeşil salata, bir tane meyve, çay ya da kahve.

2. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi veya bir bardak greyfurt suyu, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği.
Öğle : Haşlanmış ıspanak, domates, kereviz salatası.
Akşam : Dilediğiniz kadar meyve salatası, çay ya da kahve.

3. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : Haşlama veya ızgara balık. Mevsim meyvesi, çay veya kahve.
Akşam : Söğüş domates, yağsız ve etsiz pişirilmiş kereviz yemeği, çay veya kahve.

4. GÜN

Sabah : 1adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : 1 adet haşlanmış yumurta veya bir parça yağsız, tuzsuz peynir. Çok az yağlı fasulye yemeği. 1 dilim kepek ekmeği, çay veya kahve.
Akşam : Çiğ yeşil biber (veya haşlanmış ıspanak) mevsim salatası, çay veya kahve.

5. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği.
Öğle : Izgara balık, yağsız mevsim salatası, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği, çay ya da kahve.
Akşam : Yağsız ve tuzsuz beyaz peynir, haşlanmış ıspanak, 1 dilim kepek ekmeği, çay ya da kahve.

6. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : Çeşitli mevsim meyveleri, çay ya da kahve.
Akşam : Yeşil salata, domates, bir parça yağsız peynir, mevsim meyvesi, çay veya kahve.

7. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış kepek ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : Izgara tavuk eti, domates, havuç, haşlanmış lahana, mevsim meyvesi, çay veya kahve.
Akşam : Yeşil salata, haşlanmış lahana, mevsim meyvesi, çay veya kahve.

8. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : Haşlanmış lahana, bir tane haşlanmış yumurta, çay veya kahve.
Akşam : Mevsim meyveleri, çay veya kahve.

9. GÜN

Sabah : 1 adet mevsim meyvesi, 1 dilim kızarmış çavdar ekmeği, çay veya kahve.
Öğle : Izgara yağsız et, domates, haşlanmış lahana, çay veya kahve.
Akşam : Haşlanmış tuzsuz karnabahar, mevsim meyveleri, çay veya kahve.

10. GÜN

Sabah : 1 tane mevsim meyvesi, çay veya kahve.
Öğle : Haşlama veya ızgara yağsız balık, 1 tane mevsim meyvesi, çay veya kahve.
Akşam : Yağsız kereviz yemeği, mevsim meyveleri, domates, çay veya kahve.

Diyet, Diyet Nedir , Şok Şok 10 Günde 5 Kilo Veren Diyet Diyet nasıl Yapacagınızı 10 gün acıklamalı şekilde diyeti nasıl yapacagınızı veriyor.



Labels:

Mineraller

Mineraller
Mineraller, Sodyum, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, iyot Bu Bilgiler Aşağıda YEr Almaktadır..

İnsan vücudunun önemli bir bölümünün su olduğu ancak birçok madensel maddenin de vücudun yapısında yer aldığı belirtildi. Uzmanlar, su dengesi ile madensel madde dengesinin bozulmaması için çok dikkatli olunması gerektiğini, bu dengenin bozulması durumunda ise vücutta istenmeyen rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini ifade ediyor. İnsan vücudunun en önemli kısmının su olduğunu, canlılığın olabilmesi için suyun vazgeçilmez bir madde olduğunu kaydeden uzmanlar, suyun görev yapabilmesi için tuza gerek olduğunu belirtiyor.
Minarellerden oluşan bir yapı
Sofra tuzu olarak adlandırılan tuzun sodyum ve klor elementlerinden oluştuğunu, bu iki elementin vücutta önemli yer tuttuğunu kaydedildi. İnsan vücudundaki elementlerin hemen hepsinin önemli görevler yaptığını ancak fazlalığında ise toksik etkiye neden olduğunu belirten uzmanlar, gerek eksikliği ve gerekse fazla birikmeyi önlemenin tek yolunun hemen her türlü gıdanın yer aldığı karışık bir beslenme uygulamak ve vitaminler de dahil olmak üzere hiçbir ilacı konunun uzmanı bir hekime danışmadan kullanmamak olduğunu söylüyor. Uzmanlar, vücuttaki madensel maddeleri ve eksikliklerinde yaşanacak gelişmeleri ise şu şekilde özetliyor:
Sodyum
Gıdalarla alınan sodyum ile böbrek tarafından atılan sodyum miktarına bağlı olarak kanda ve tüm vücutta belirli bir denge içinde bulunur. Böbrekler, atılan sodyum miktarını değiştirerek belirli bir oranda bu dengeyi korumaya çalışır. Aşırı terleme ve kusma ile tuz alınmadan aşırı miktarda su içilmesi kandaki sodyum oranını düşürür, bol tuz yenilmesi ve az sıvı alınması da bu miktarı normalin üzerine çıkarır. Bunların dışında, öncelikle böbrek ve böbrek üstü bezi olmak üzere bazı organların hastalıklarında da bu denge bozulabilir. Vücuttan tuz ve su eksildiğinde, ağız kuruluğu, halsizlik, tansiyon düşüklüğü, çarpıntı ve şok görülebilir. Tuz alınmaksızın bol su alınması halinde de, su zehirlenmesi olarak adlandırılan, adale kasılmaları, çırpınmalar, şuur kaybı ve koma ile ölüme kadar varabilen bir tablo görülebilir. Potasyum : Hücrelerin içinde bol miktarda bulunup, kanda ve doku arası sıvılarda daha az miktardadır. Böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarının dışında, kanda potasyum azalması aşırı ishal ve kusma ile idrar söktürücü ilaçların uzun süre kullanılması halinde görülür. İlk belirtisi kas güçsüzlüğüdür. İleri derecelere vardığında bağırsaklara ve solunum kasları dahil olmak üzere tüm kaslarda hareket kısıtlılığı olacak ve bu da hayati tehlikeye neden olacaktır. Potasyumun kanda yüksek düzeylerde bulunması, böbrek hastalığı, ciddi yanıklar, kanamalar gibi etkenlere bağlı olarak idrar miktarının azalması hallerinde görülebilir. Genellikle fazla bir belirti vermeden kalp üzerinde toksik etkiler gösterebilir. Bu etki de bazen hayati tehlikelere yol açabilir.
Kalsiyum
Sağlıklı insanların kanının 100 mililitresinde 8.8 ile 10.4 mg. arasında kalsiyum bulunur. İnsan vücudunda kalsiyum dengesi, paratiroid bezleri ve D vitamini tarafından düzenlenir. Öncelikle kemik metabolizması ve kaslar için gerekli bir madensel maddedir. Eksikliği halinde, dilde, dudaklarda, parmaklarda duyu değişiklikleri, kaslarda ağrı ve kramplar görülür. Kalp de bir kas olduğu için kalsiyum metabolizmasından çok etkilenir. Uzun süreli kalsiyumdan fakir beslenme, kemiklerin zayıflaması gibi bir sonuç yaratır. Kalsiyumun kandaki düzeyinin gerektiğinden fazla olması hali, genellikle, paratiroid bezinin hastalıklarında görülmektedir. Hafif dereceli yükselmeler, fazla bir belirti vermez. Bu hastalarda sık böbrek taşları görülür. Kalsiyum yükseldikçe kas güçsüzlüğü, böbrek kireçlenmesi, kemiklerde gereğinden fazla kireç toplanması gibi durumlar belirir.
Fosfor
Kalsiyumla birlikte hareket eden bir elemandır. Böbrek, paratiroid bezi ve hormon düzensizliklerinde, vücuttaki fosfor dengesinde de bozulmalar olur. Kronik açlıklar, bağırsaklardaki emilim bozuklukları, alkolizm, devamlı idrar söktürücü kullanılması gibi hallerde kandaki düzeyi düşer. Tıp dilinde hipofosfatemi olarak adlandırılan fosfor eksikliklerinde, sinir ve kas ilişkisinde aksaklıklar, kas güçsüzlüğü, kas hücresi yıkımı, beyin fonksiyonlarında bozulma, koma ve hatta ölüm bile görülebilir.
Magnezyum
Magnezyum da vücudun önemli elementlerindendir. Kanın bir litresinde 1.6 ile 2.1 miliekivalan magnezyum bulunur. Eksikliğinde, iştahsızlık, bulantı, kusma, uyuklama, güçsüzlük, titreme, kas seyirmeleri ve kasılmaları gibi belirtiler görülür. Yüksekliği, böbrek yetersizliği olan hastalarda, sindirim sistemi tedavisi amacıyla magnezyumlu ilaçlar verilmesi halinde görülür. Kas refleksleri kaybolur, kalp elektrosunda bozukluklar görülür, solunum ve dolaşım aksar, şok ve hatta ölüm bile görülebilir.
Demir
Toplam olarak erkeklerde 3.45, kadınlarda ise 2.45 gr kadar demir, tüm vücuda dağılmış olarak bulunur. Bunun yüzde 60-70 kadarı kan hücrelerinde hemoglobin içinde, yüzde 10-12 kadarı kaslarda miyoglobin içinde ve enzimlerde, yüzde 15-30 kadarı da, karaciğer, dalak ve kemik iliğinde depolanmış olarak bulunur. Gıdalarla alınır. Kadınlar her ay adet kanamalarıyla kan kaybettikleri için, gıdalarında daha fazla demir bulunmalıdır. En önemli demir kaynağı, et, karaciğer ve dalak gibi gıdalardır. Gıdalarla az alınması, sindirim sisteminde demir emilimiyle ilgili sorun olması, kan kaybı gibi hallerle vücutta demir azalması, kendini demir eksiklği kansızlığı şeklinde gösterir. Bazı hastalıklarda ya da ilaç şeklinde gereğinden fazla demir alınmasında vücutta aşırı demir birikir. Zamanında tedavi edilmezse, karaciğer sirozu, şeker hastalığı, ciltte bronz rengi, kalpte büyüme ve tahribat gibi hayati önemi olan sorunlar yaratabilir.
İyot
Vücuttaki iyodun yüzde 80 kadarı tiroid bezinde bulunur. En önemli kaynağı, deniz ürünleridir. Denizden uzak, deniz ürünlerinin yenmediği ortamlarda, eğer içme sularında da yeterli iyot yoksa, iyot eklenmiş sofra tuzları kullanarak gereken miktarı almalıdır. Yeterli iyot alınmadığı taktirde, iyot eksikliği guatrı denilen bir tür guatr görülür. Eksikliğin ciddi olduğu hallerde, tiroid yetersizlğine bağlı ciddi sorunlar görülebilir. İyot fazlalığının sorun oluşturabileceği için, alınması gereken dozun 20-30 kat fazla çok uzun süreler için alınmalıdır. Bu da, ters bir etki yaratarak tiroid bezinin çalışmasını durdurabilir.

Mineraller
Mineraller, Sodyum, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, iyot Bu Bilgiler Aşağıda YEr Almaktadır..



Labels:

Vitamin Vitamin Çeşitleri Hakkında Bilgi

Sağlıklı Bir Yaşam Sürdürmek İçin Sağlıklı Beslenmek gereklidir Bunun İçinde Vitaminli Yiyecekler Yemelisiniz.
A Vitamini , B Vİtamina , C Vitamini ,D Vitamini ,E Vitamini , K Vitamini , B1 Vitamini,B2 Vitamini,B3 Vitamini,B4Vitamini,B5 Vitamini,B6 Vitamini, Vitamini,B12 , Mineraller , Proteinler vb Olan Vitamince Zengin Yiyecekler Yemelisiniz Bu Bahsettiklerim Hakkında Bilgi Sitemizde YEr Almaktadır. Sağ tarafa bakacak Olursanız Tüm Kategoriler Yer Almaktadır.
Vitamin Vitamin Çeşitleri Hakkında Bilgi Size Bilgi Verdik Saygılarla.

Labels:

Etiketler